Hacettepe'de okuduğum yıllar yazmış olduğum "Pembe İnsanlar Ülkesinde" adlı bu deneme, o dönem "Ütopya" isimli bir öğrenci topluluğu gazetesinde yayınlandı.
Yeni kaynaklanmış paslı dişlerini aralayarak gülümsedi beton şehir, makyajı akmış magazin dergilerine. Plastik Barbie’ler kadar kusursuz soğuk tenini, zebra postu ceketinin altında ısıtırdı yaz gecelerinde. Sanmayın ki bu bir moda. Hayır hayır, yırtıcılardan korunmak için tek çare. Karın kasları kadar erkek, ince belleri kadar kadın
yırtıcılar…
Üç satırlık kitaplarıyla övünenlere ibret, dolar yeşili çorbasına bir tutam daha şeker attı. Susamış piyonun başını okşayarak haykırdı ve ufku gösterdi "Vezir!" diye. Şehvetten bir kum saati daha devirdi piyon, batan güneşin üzerine…
Televizyonun pikselleri kadar net görse de gözleri, algısı çerçevelerle sınırlı ve sade. Üç notalı pop şarkılarından öğrendiği aşkı, dört satırlık sosyal duvarlara sıvar pembe fırçası ile. Düşünün ki yalnızca alkol ile çözülen pembe bir boya… Korkmayın, sadece sarhoşlar fark eder sizi pembe insanlar ülkesinde…
Efe Tuncay
Comments